Hepatit B Nedir

Hepatit B, Karaciğer iltihabı anlamına gelmektedir. Hepatit hastalığının virüslerinden biridir hepatit B. Oluşturduğu hasar vücutta ağır tablolara neden olmaktadır. Bu virüs ilk olarak karaciğere yerleşir burada çoğalır karaciğeri tahrip edecek boyuta kadar gidebilir.

Hepatit B virüsü bulaşıcı bir hastalıktır ve ülkemizde ciddi bir sağlık sorunudur. Türkiye'de her üç kişiden biri hepatit B virüsü ile karşılaşmıştır. Yine her on kişiden biri hepatit B virüsünü taşımaktadır ve bulaştırmaktadır. Bu hastalığın kuluçka süresi ortalama iki ve altı ay arasında değişmektedir.

Kişinin bağışıklık sistemi güçlü ise vücudunda virüse karşı antikor denilen koruyucu maddeler meydana gelir ve belirli bir kısımda, bu kişi doğal olarak aşılanmıştır. Bu kişi şifa ile iyileşmiştir. Artık ömür boyu Hepatit B virüsünden korunacaktır. Oluşan antikorlar, olması gerektiği sayıya ulaşmaz ise bu kişi taşıyıcı olarak kalacaktır. Fakat kendisi hasta değildir sadece potansiyel virüs saçıcısıdır. Çevresi için hastalığı bulaştırmada büyük tehlike meydana getirir.

Ülkemizde bu manada gizli taşıyıcılar bir hayli azladır, hastalığın kontrolü olmadan bulaşmasında en etkili ve sinsi yolu oluşturur. Virüsü taşıyıcı kişi karaciğer kanserine aday olabilir bununla birlikte organ hasarı ve yetmezlik oluşabilir.

Kişide koruyucu antikorlar üretilmez, virüs her daim güçlü durumdadır, vücut virüse yenik düşmüştür. Karaciğer işlevleri bozuktur, karaciğerin enzimleri yüksektir. Bu kişi aktif olarak hastadır. Hızla karaciğer yetmezliğine gider ve hastalık uzun zamana yayılır. Virüsün asıl amacı karaciğerdir. Karaciğer vücudu toksik maddelerden temizleyen, sindirimde görevli safra kesesini sentezleyip kana ulaştıran, vücutta proteini sentezleyen en mühim organdır. Karbonhidrat, yağ ve protein emiliminde de önemli görevleri vardır.

Virüs karaciğer yapısını oluşturan hücreleri tutar, hücreler zamanla işlevini yapamaz hale gelir. Bunların sonucunda ise geriye dönüşü mümkün olmayan organ hasarı meydana gelebilir.

Hepatit B virüsü, kan yoluyla ve çok sıklıkla da yakın temasla (Kan dışındaki vücut sıvıları: tükürük, ter, cinsel organ sıvıları) yollarıyla vücuda virüs geçebilir. Derideki çatlak veya açılan yaraya değmesi durumunda bir damla kan veya tükürük bile hastalığın virüsünün geçmesi için yeterlidir. Taşıyıcı olan anneden bebeğine de doğum esnasında virüs geçebilir.

En mühimi ve yaygın bulaşma yolu korumada olsa cinsel ilişkidir, ter ve tükürük gibi vücuttan geçen sıvılarla dahi virüsleri bulaşabilmektedir. Kan ve kan maddelerinin nakli, kirli enjektörlerin kullanımı ile de bulaşabilir. Gerekli sterilizasyonun yapılmadığı cerrahi müdahaleler, kuaför malzemeleri iyi sterilize edilmemiş manikür ve pedikür takımları, tıraş bıçakları, makaslar, temizlenmeyen kuaför aletleriyle yapılan sünnet, kulak delme işlemleri ve birlikte kullanılan diş fırçaları Hepatit B virüsünün bulaşmasına önemli ölçüde aracılık etmektedir.

Bu virüs ile tanışan herkesin yani her on bebekten dokuzu ve her on gençten birini belirli bir süre sonunda mikrobu vücudundan atmadığı taktirde yaşamı boyunca taşıyacak ve insanlara bulaştıracaktır. Fakat taşıyıcılarda hastalık durumu farklılık gösterebilir. Karaciğerlerinde oldukça ağır hasarın ortaya çıktığı kişilerde, daha sonraki yıllarda karaciğer yetmezliği, siroz ve karaciğer Kanseri görülebilir. Yenilenen hepatitlilerin yüzde yirmi beşi Primer Karaciğer Kanseri ve Siroz nedeniyle vefat etmektedir. Hepatit B Primer Karaciğer Kanserlerinin %yüzde altmış ve sekseninden yetkilidir. Aynı zamanda karaciğer kanseri ölümleri içinde sıralamada ilk üç sırada yer almaktadır. Hepatit b virüsü sigaradan sonra bilinen en belirgin kanser hücresi içeren hastalıktır.